22 Aralık 2014 Pazartesi

D Vitamini Düşüklüğü Tehlikeli midir?

Son yıllarda Vitamin D eksikliği fazlasıyla gündeme gelmiş bulunmaktadır. Hastalar arasında da D vitamini eksikliğini abartma eğilimi mevcuttur. Çoğu zaman hekiminden bu tetkikin yapılmasını istemekte, düşük olduğu zaman da moralleri bozulmaktadır. Gerçekten de D vitamini eksikliği önemli midir? Mutlaka tedavi edilmeli midir? Bu konuda ABD'deki  "Hastalıklardan Korunma Servisi (USPSTF)" bir yönerge yayınlamıştır. Şimdi bu yönergedeki bilgileri özetleyerek maddeler halinde D vitaminin önemini yazıyorum.
  • Kanda D vitamini seviyesinin düşük olması ile birlikte kemiklerde kırık riski, ileri yaşta fonksiyonlarda yavaşlama, kanser, şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıkları, depresyon riskinin arttığına dair görüşler vardır. Ancak tam kanıtlanmamıştır. 
  • Kanda D vitamini seviyesini ölçmek için bir çok yöntem ileri sürülmüştür. Ancak bu yöntemlerin değeri tartışmalıdır. Tüm bu yöntemlere bakarak gerçek vitamin D yetersizliğinin eşik değeri için tam bir fikir birliğine ulaşılamamıştır. Yalnız yaygın olarak kabul edilen görüş D vitaminin kanda en çok bulunan şekli olan 25-Hidroksi Vitamin D'nin 20 ve 30 mg/dl altında olmasının yetersizlik kabul edilmesi yönündedir. 
  • D vitamini düşüklüğünün en önemli nedenleri, gıdalarla yetersiz alım ve güneş ışığına hiç veya çok az maruz kalmak olarak sayılmaktadır. Şişmanlık ve koyu renk cilde sahip olmakta risk faktörü olarak görülmektedir. Sözü gelmişken burada bir konudan bahsetmek istiyorum. Bizim ülkemizin güneş ülkesi olarak değerlendirildiğini zannetmeyin. Genel olarak iklim uzmanlarının gözünde ülkemiz de kuzey ülkeleri gibi az güneş alan ülkeler arasında sayılıyormuş. Gerçekten de şu son aylarda güneş görmeye hasret kaldık.  
  • Yapılan çalışmalarda D vitamini eksikliği olup ta hiçbir belirtisi olmayan hastalar, uygun bir şekilde D vitamini ile tedavi edildikleri zaman, kanser, şeker hastalığı, kırık riski ve ölüm ihtimalinin azalması yönünde herhangi bir fayda olmadığı gösterilmiştir. 
  • Bunun yanında vitamin D eksikliğini tedavi etmenin zararı yoktur veya çok azdır. 
  • Bu yönergeye göre, D vitamini taramasının faydaları veya zararları yönünden delillerin yetersiz olduğu söylenmektedir. Yani hiçbir şikayeti olmayan kişilerde vitamin D taramasının anlamlı olup olmadığı tartışmalıdır. 
Dr.Şekip Altunkan'a göre bu yönerge konuyu tam olarak açıklığa kavuşturmamıştır. Gerçekten de bu konuda tam bir bilgi karışıklığı vardır. Acaba herkese tarama yapalım mı? Düşük bulduklarımızı tedavi edelim mi? Gerçi D vitamini eksikliğini tedavi etmenin belirli bir zararı olmadığı ileri sürülmüştür. Ama yapılan küçük bazı çalışmalarda vitamin D fazla verildiği zaman, kanda kalsiyum yüksekliği yapabildiği, böbrek taşı ile mide bağırsak şikayetlerine neden olabildiği yönünde görüşler vardır. O zaman ne yapmak lazım? Benim düşünceme göre özellikle kırık riski yüksek olan yaşlı hastalarda vitamin D eksikliği görüldüğü zaman tedavisinin bir zararı olmadığı yönündedir. Yalnız dozunu çok abartmamak gerekmektedir. Tedavi edilen hastaların belli aralıklar ile kan kalsiyumun ölçmekte yarar vardır. Yine de bu konunun daha geniş çalışmalar ile incelenmesi gerekmektedir.

Son söz olarak, kırık riskini azaltan en önemli davranış biçimi egzersiz yapmaktır. Bu nedenle bol yürüyüş yapmak, vitamin D'den daha faydalıdır. 

Kaynak:

Screening for Vitamin D Deficiency in Adults: U.S. Preventive Services Task Force Recommendation Statement Michael L. LeFevre, MD, MSPH, on behalf of the U.S. Preventive Services Task Force http://annals.org/article.aspx?articleid=1938935


Hiç yorum yok: