Hem erkek ve hem de kadınlarda sık sorulan sorulardan birisi, “Cinsel ilişki tansiyonu yükseltir mi?” sorusudur. Bu soruya şu şekilde cevap vermek gerekmektedir. Cinsel ilişki de bir aktivitedir. Hem fiziksel ve hem de ruhsal olarak çok aktif olunan bir süreçtir. Her aktivitede kalp hızının ve kalbin atım gücünün artmasına bağlı olarak, kan basıncı yükselebilir. Cinsel ilişki sırasında da diğer aktivitelerde olduğu gibi, kan basıncı yükselmesinin görülmesi doğal bir süreçtir. Ancak bu yükselme kısa sürelidir. Seksüel ilişki sırasında görülen kan basıncı yükselmesinin hasta için hiçbir sakıncası yoktur. Ayrıca ilişki sırasında yapılan aktivite, rahatlatıcı bir aktivitedir. Vücutta birçok olumlu mekanizmayı harekete geçirir. Hatta cinsel ilişkinin düzenli yapılmasının, kalp krizi ve inme riskini azalttığına dair ciddi çalışmalar mevcuttur.
Burada vurgulamak istediğim önemli noktalardan birisi, kontrol altında olmayan, çabuk ilerleyen, ağır hipertansiyonu olan hastaların, bu devrede iken seksüel aktivite yapmalarının sakıncalı olmasıdır. Ciddi bir tedavi yapılıp, tansiyonu kontrol altına alındıktan sonra, doktorunun tavsiyesine göre cinsel aktivitesi düzenlenmelidir.
Şimdi soracaksınız, gazetelerde okuyoruz, cinsel ilişki sırasında hayatını kaybeden insanları. Buna ne diyeceksiniz? Benim cevabım şu olacak, bu tür ölümler, istatistiki olarak anlam ifade etmezler, tesadüfi olaylardır. Her yıl yaklaşık 100.000’e yakın insan, ani olarak hayatını kaybetmektedir. Niye bu insanlar haber konusu olmuyorlar? Gazetecilikte bir söz vardır “Köpek adamı ısırırsa haber olmaz, ama adam köpeği ısırırsa haber olur”. İşte cinsel ilişki sırasında yaşanan ölümleri bu şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Bu haberler basın için iyi bir malzeme kaynağıdır ve hemen haber konusu yaparlar.
Sözü şu şekilde bitirmek istiyorum. Seksüel yaşamın, insan beyni ile yakın ilişkisi vardır. Beyni sürekli sorunlarla meşgul olan kimsenin, hiçbir hastalığı olmasa bile seksüel yaşamında sorunları olabilir. Öncelikle bu konuda çözüm yolları bulunmalıdır. Kadın olunuz, erkek olunuz, hipertansiyon hekiminize bu tür sorunlarınızı anlatmaktan çekinmeyiniz. Ufak bir yol gösterme bile, yaşamınızda önemli değişmelere yol açabilir. Bu konuda başımdan geçen bir anımı anlatmak istiyorum.
Beşti, dörde düştü
Bir erkek hastam vardı. Kendisi hem ağır hipertansiyon hastası, hem de şeker hastasıydı. Tansiyonunu ancak üç ilaçla düşürebilmiştim. Kişilik yapısı olarak sorunlarını dile getirmekten kaçınan, ego’su yüksek bir hasta idi. Hastalıklarına ve kullandığı ilaçlara bağlı olarak, seksüel yaşantısında sorunlar olabileceğini düşündüm ve sordum,
“Nasıl, gece hayatında bir yamukluk var mı?”. Önce anlamadı, daha açık sordum,
“İlişki sırasında sorun yaşıyor musunuz?”. Hasta yüzüme baktı ve “Evet Şekip Bey, haklısınız, son zamanlarda biraz sorunum var, eskiden her gece 5 kez ilişkiye girerken, şimdi 4’e düştü” dedi.
İçimden güldüm. Bizim erkek milletinin en önemli övünme kaynağı cinsel ilişki sayısı olduğu için, abartılı bir şekilde yansıtıyordu. Hastanın seksüel hayatında önemli sorunları olduğunu tahmin ediyordum. Kendisine bakarak, çekmeceden, eşantiyon gelmiş, sertleşme problemlerinde kullanılan ilaçlardan birisini aldım ve hastaya verdim.
“Bak” dedim “Bu ilacı kullan, yine aynı sayıya çıkacaksın”.
Hasta yavaşca ilacı aldı, endişe ile,
“Zararı olmaz, değil mi?” diye sordu. Zararı olmadığını, rahatlıkla kullanabileceğini söyledim.
Aradan bir ay geçti, bir gün odamda oturup kitap okurken, kapı açıldı, içeriye bu hasta geldi. Ego’su yüksek tavrı kaybolmuştu. Hemen elime sarılarak,
“Doktor bey, benim hayatımı kurtardınız” dedi. “O ilaç sayesinde her şey, aile ilişkilerim de dahil her şey düzene girdi. Moralim düzeldi, kendime güvenim arttı” diyerek ekledi. Son 6 aydır seksüel yaşamında önemli problemler olduğunu, hemen hemen hiç cinsel ilişkiye giremediğini söyledi. Bu konudan bahsetmekten utandığını, gücünün azaldığını göstermemek için hiç kimseye anlatmadığını, bana da yalan söylediğini belirtti.
İşte yukarıdaki örnekte de anlattığım gibi, hekimin rahatlatıcı sözlerle hastalarının seksüel sorunlarını öğrenmesi ve önlem almalarına yardımcı olması gerekmektedir. Ayrıca şunu unutmayınız, cinsel ilişkide sayı çok önemli değildir. Partnerlerin tatmin olduğu sağlıklı bir ilişki, sayıdan çok daha önemlidir. Bu ne kadar olmalıdır. Haftada iki kez olması yeterlidir. Fazla olmasının hiçbir sakıncası yoktur. Az olursa da strese gerek yok, önemli olan cinsel doyumun tam yaşandığı ilişkidir.
Seks ile ilgili olarak vurgulamak istediğim en önemli noktalardan birisi, seksin başlangıç noktasının beyin olduğunun unutulmamasıdır. Eğer zihniniz meşgul, duygusal durumunuz iyi değilse, kafanızı sekse veremiyorsanız, başarısız olma ihtimaliniz yüksektir. Çoğu kişi bu istek kaybını tansiyon ilaçlarına yorar ve ilacını bırakır. Kesinlikle yanlış bir düşünce tarzıdır. Eğer erkek hastada sabah sertliği oluyorsa, bu kişide fazla problem yok demektir. Sorunu yorgunluk ve psikolojik nedenlerde araması gerekmektedir. Ayrıca hiçbir nedene bağlı olmayan sertleşme probleminin altında damar sertliğinin bulanabileceği ve araştırılması gerektiği akılda tutulmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder