Negatif İlişkiler Kadınları Tansiyon Hastası Yapıyor

"Kötü komşu insanı ev sahibi yapar" diye bir özdeyiş vardır Türkçe'mizde. Günlük hayatta ise kötü arkadaş ve bozuk ilişkiler, kadınları yüksek tansiyon hastası yapmaktadır.

Carnegie Mellon Üniversitesinde yapılan bir çalışmaya göre, arkadaşları veya çevresi ile sürekli tartışan, didişen ve olumsuz ilişkiler kuran orta yaşlı kadınlarda yüksek tansiyonun daha fazla görüldüğü ileri sürüldü.

Yapılan bu çalışmada erkeklerde ve 65 yaş üstü kadınlarda böyle bir durumun söz konusu olmadığı belirtildi.

Health Physiology dergisinde yayınlanan bu çalışmada, 51-91 yaş arasındaki 1500 erkek ve kadın, 2006-2010 yılları arasında takip edildi. Başlangıçta hipertansiyonları olmayan bu kişilerin % 30'da takip sonrasında yüksek tansiyon geliştiği belirlendi.

Çalışma sırasında bu kişilere çevrelerindeki arkadaşları, aileleri, çocukları, ortakları ile yaşadıkları tatsız ve moral bozucu ilişkiler ile ilgili deneyimlerini kaydetmeleri söylendi. Araştırmacılar bu notları derecelendirerek, kişilerin kan basınçlarına etkisini incelediler.

Orta yaştaki, yani 51-65 yaş arasındaki kadınlarda sosyal ilişkilerde belirlenen her negatif puanın, hipertansiyon gelişmesine katkıda bulunduğu tespit edildi.

Eşleri ve çocukları ile olan negatif ilişkilerin kan basınçlarını etkilemediği belirlendi. Erkeklerde ve 65 yaş üstü kadınlarda da bir etkisi olmadığı saptandı.

Araştırmacılar, orta yaştaki kadınların, çocuklarının sorunları ve finansal nedenler ile ilgili kaygılarının çok fazla olduğunu, yaşlandıkça bu sorunların azaldığını ve ilişkilerin daha normalleştiğini söylediler. Ayrıca 65 yaş üstü kadınların daha seçici olduğunu, çevrelerinde negatif ilişki yaşadıkları kişilerden uzaklaştıklarını, sağlıklı ama daha az kişiyle ilişki kurmayı tercih ettiklerini belirttiler.

Dr.Şekip Altunkan'a göre bu çalışma, negatif ilişkilerin, kişinin sadece sosyal hayatını etkilemediğini, sağlıklarını da olumsuz etkilediğini göstermesi açısından önemlidir. Ama ilginç olan nokta, erkeklerde böyle bir olumsuzluğun gözlenmemesidir. Herhalde bu durum, erkeklerin daha gamsız ve sorumsuz olmalarından kaynaklansa gerek. Erkekler ise kendilerini şöyle savunabilirler; kadınlar daha geçimsiz ve dırdırcılar. Bu nedenle sorunlu ilişki yaşıyorlar, diyebilirler. Ama kadınların hassas ve daha duygusal yapıda olmaları bir gerçektir. Bu nedenle günlük hayattaki negatif ilişkiden daha çok etkilenmektedirler. Ama şurası unutulmamalıdır. Kadınlar, erkeklerin başlarının tacıdır. Onların sağlıklı yaşamaları için streslerini önlemek gerekmektedir. Bu konuda da erkeklere önemli rol düşmektedir.

Kaynak:

http://www.nlm.nih.gov/medlineplus/news/fullstory_146677.html