Tuz alımını azaltmak için yapmamız gereken bazı küçük, ama önemli noktalardan aşağıda bahsetmek istiyorum,
- Yediğiniz yemeklerde, özellikle hazır gıdalardaki tuz miktarını öğreniniz ve ona göre yemek yiyiniz.
- Gizli tuz kaynakları olduğunu unutmayınız. Bu gıdaları iyi tanıyınız. Süt, yoğurt, dondurma, baharat, kabartma tozları, salça ve soslar, kurutulmuş meyveler, çikolata, baklava, kadayıf, soda gibi besinlerde tuzun olduğunu biliyor muydunuz? Bu yiyecekler gizli tuz kaynaklarıdır.
- Şimdi diyeceksiniz, ben tuzsuz yiyemiyorum. Ne yapayım? Moralinizi bozmayınız, tuzsuz yemeye alışmak, bir zaman meselesidir. Kabul ediyorum, tuzsuz yemek başlangıçta zor gelecek, ama sonunda kazanan siz olacaksınız. Alıştıktan sonra normal tuzlu yemek bile size çok tuzlu gelecektir. Tuzsuz yemeye alışma süresi içerisinde tad vermesi için, bol limon sıkabilirsiniz, karabiber, sirke, nane, hardal, biber atabilirsiniz. Ta ki az tuzlu yemeye alışana kadar.
- Bakın burada yaşlı hastalar ile ilgili bir konuya değinmek istiyorum. İnsanlar yaşlandıkça, tuz tadını alan duyu organlarının hassasiyeti azalır. Tuzlu yemek bile onlara tuzsuz gelmeye başlar. Tuz konusunda yaşlı hastaları sürekli uyarmak ve diyetlerini kontrol etmek gerekmektedir. Şimdi burada bir gözlemimi nakletmek istiyorum. Bazan yaşlı hastalar, tedavi altında iken aşırı tansiyon yükselmeleri ile başvururlar. Yapılan inceleme sonucunda tansiyon yükselmelerinin bir nedeni bulunamazsa, bu hastalarda aşırı tuz tüketimini araştırmak gereklidir. Bu konuda hasta yakınlarının çok duyarlı davranmaları, hekim ile yakın diyalog içerisinde olmaları gerekmektedir. Ama nedense hasta yakınlarında sürekli bir savunma hali mevcuttur. Biz hekimler hastanın tuzlu yediğini ima edip, sorguladığımız zaman, yakınları hemen savunmaya geçerler. “Vallahi hocam, inanın hiç tuzlu yemiyor”. Sanki hastanın sürekli yanında bulunmakta ve onu kontrol etmektedirler. Biz bu durumu kabul etmesek bile, polemiğe girmeden, hasta yakınlarına biraz daha dikkatli bir şekilde hastanın yemeklerini kontrol etmelerini öneririz. Bu konuda ilginç olacağını düşündüğüm bir anım mevcuttur. Bu anımı sizinle paylaşmayı arzu ettim.
Yaklaşık 80 yaşlarında bayan bir hastayı aşırı tansiyon yükselmeleri nedeniyle muayeneye getirdiler. Gereken incelemeleri yaptıktan sonra, tedavisini planladım ve hastayı takibe aldım. Ancak hasta sürekli olarak yüksek tansiyon krizleri yaşamakta, yüksek doz ilaç vermeme karşın, tansiyonunu kontrol etmekte zorlanmak taydım. Tüm araştırmalarıma karşın, tansiyonun niye böyle inatçı olduğunun nedenini bulamamıştım. Geriye tek bir neden kalıyordu, hastanın fazla tuz alması. Her defasında bu konuyu gündeme getirmeme karşın, çocukları savunmaya geçerek, yemin billahi edip, kesinlikle tuzsuz yediğini söylemekte idiler. Son gelişlerinde yine aynı şekilde savunmaya geçilince içimden, “Siz öyle zannedin” deyip, ilaç dozlarını artırdım, yapacağım başka bir şey yoktu. Sanki çocukları 24 saat boyunca hastanın başında beklemekteydiler. Yine de yakınlarına “Siz biraz daha sıkı kontrol ederseniz, iyi olur” deyip, gönderdim.
Bir hafta sonra hastanın kızı telaşla yanıma gelerek, “Doktor Bey, siz haklıymışsınız. Yatağının altında bir kase tuz bulduk, akşamları bu tuzdan avucuna doldurup, “Yandım Allah” deyip yaladığını söylediler.
Hastamızın bilinç fonksiyonlarında gerileme olduğu ve buna bağlı olarak stres yaşadığı için, ağızda kuruma hissi olmakta, kuruma hissini tuz yalayarak telafi ettiğini zannetmekteydi.
Hasta yakınlarına hemen tepki göstermemelerini, yavaş yavaş ikna ederek tuz alımından vaz geçirmelerini öğütledim. Bu arada bir psikiyatri ve nöroloji uzmanından yardım almalarını tavsiye ettim. Hastanın tuz alımını kısıtladıktan sonra kan basıncını kolay bir şekilde kontrol altına alabildik.
- Yalnız yaşlı kişilerde tuz kısıtlanması yapılırken dikkatli olunması gereken bir durum vardır. Özellikle idrar söktürücü ilaç kullananlarda beraberinde aşırı tuz kısıtlaması yapılırsa kanda sodyum, yani tuz düşüklüğü görülebilir. Bu durum hastalarda sıkıntıya yol açabilir. Doktorun bu tür hastalarda hiponatremi dediğimiz tuz düşüklüğü durumunu yakın takip etmesi gerekebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder