Erkeklik hormonu olarak bildiğimiz testosteron ile ilgili olarak birçok araştırma yapılmaktadır. Bu hormon bazı kişilerde yaşlanma ile birlikte azalabilir. Ayrıca erkeklerin sperm kaynağı olan testislerin fonksiyonları bozuldukça bu hormonun seviyesi de düşebilir. Bazı kişilerde testisler ya doğuştan gelişmemiş veya bir hastalık nedeniyle cerrahi olarak çıkartılmış olabilir. Acaba testosteron hormonunun ilaç olarak kullanılması yararlı mıdır? Bu konuyu tartışmak istiyorum.
Yapılan bazı çalışmalarda kanında düşük testosteron seviyesi olan kişilerde kalp ve damar hastalıklarının daha fazla görüldüğü rapor edilmiştir. O zaman insanın aklına şu soru geliyor. Acaba bu kişilerde testosteron hormonu kullanılırsa bu hastalıklar önlenebilir mi? Ancak yapılan bazı çalışmalarda dışarıdan verilen testosteron hormonunun kalp krizi ve inmeyi artırdığı ileri sürülmüştür. İşte tıp dünyası bu çelişkili görüşler nedeniyle testosteronu düşük olan yaşlı kişilere bu ilacı verme konusunda çekingen davranmaktaydı. Yalnız libido dediğimiz seksüel isteğin azaldığı durumlarda bu hormonun kullanılmasından yarar görüleceği umuduyla çoğu zaman doktor tavsiyesi olmadan testosteron kullanılmaktadır. Yine bazı hastalıklarda testosteron hormonun kullanılması çok önemlidir. Bunlar ve başka nedenler ile son yıllarda testosteron kullanımında belirgin artış olduğu belirlenmiştir. Kullanılması giderek artan bu hormon faydalı mı, zararlı mı? European Heart Journal dergisinde yapılan bir çalışmada bu konu incelenmiştir.
Adı geçen çalışmada daha önce kalp krizi ve inme geçirmemiş olan yaklaşık 83.000 yaşlı erkek hastanın bulguları incelenmiş ve yayınlanmıştır. Bu kişilerden kanlarında düşük testosteron seviyesi tespit edilenlere dışarıdan verilen hormon tedavisinin tüm ölümleri, kalp krizini ve inmeyi belirgin olarak azalttığı gösterilmiştir.
Bu çalışma tıp dünyasında ilgi ile karşılanmasına karşın birçok itirazda yöneltilmiştir. Öncelikle bu çalışma ileriye dönük kontrollü bir çalışma değildir. Geriye dönük gözlemsel bir çalışma niteliğinde olduğu söylenerek, bulguların kuşkuyla karşılanması gerektiği ileri sürülmüştür. Ayrıca itiraz edenler, daha önce bu konuda yayınlanan TOM çalışmasının bulgularını örnek göstermektedirler. Bu çalışma ileriye dönük kontrollü bir çalışma olduğu için daha güvenilir sayılmaktadır. 209 hastayı içeren TOM çalışmasında testosteron tedavisinin kalp krizlerini tetiklediği belirlenerek çalışmaya erken son verilmiştir. Yalnız bu çalışmaya da hasta sayısının azlığı nedeniyle ve kalp krizi riski taşıyanların daha çok seçildiği ileri sürülerek itirazlar yöneltilmiştir.
Benim düşünceme göre birinci çalışma her ne kadar geriye dönük gözlemsel bir çalışma niteliğinde olsa da geniş hasta grubunu içermesi ve hastaların uzun süre takip edilmesi nedeniyle daha değerlidir. Yalnız bu çalışmada da işaret edildiği gibi, testosteron tedavisini kanında düşük olduğu saptanan kişilere uygulamak gerekmektedir. Ancak testosteron seviyesinin ölçülme yöntemleri konusunda da tartışmalar vardır. Değişik laboratuvarların ölçme yöntemleri farklı olabilir. Hangi düzeyin düşük kabul edilmesi konusunda da fikir birliği mevcut değildir. Yine de daha önce kalp krizi ve inme geçiren hastalarda testosteron tedavisinden kaçınmak gerekmektedir. Bu riskleri olmayan ve kanlarında testosteron düzeyi düşük olarak belirlenen hastalara kullanılmasının yararı olacağı düşüncesindeyim. Yine de bu konuya hastayı tedavi eden doktorun karar vermesi çok önemlidir. Dozuna, kullanılma süresine ancak hekim karar verebilir. Kişilerin kendi kendilerine ilaç alıp kullanmaları çok doğru değildir.
Kaynak:
http://eurheartj.oxfordjournals.org/content/early/2015/07/27/eurheartj.ehv346
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder