Son zamanlarda yapılan büyük çalışmalarda şekeri sıkı bir şekilde kontrol etmek amacıyla yapılan tedavilerin risk oluşturduğu gösterilmişti. Bu durum daha çok ileri yaşta görülen Tip 2 şekerde söz konusu idi. Ama genç yaşta sık görülen Tip 1 şekerde de özellikle gece uykuda hastaların ani ölümü ile sonuçlanan durumlara şeker düşüklüğünün sorumlu olabileceği konusunda düşünceler mevcuttu. Ama mekanizma tam izah edilememişti. İşte yapılan bu çalışmada şeker düşüklüğünün kalp ritim bozukluklarının sorumlusu olabileceği konusunda bir düşünce geliştirilmiştir.
Araştırmacılar özellikle gece uyku saatlerinde şeker düşmesinin daha belirgin ve tehlikeli olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Yaptıkları çalışmada gece şekerin düşmesinin, kalp ritmindeki anormallik ile birlikte kalp hızının aşırı yavaşlamasına neden olduğunu rapor etmişlerdir.
Diabetes dergisinde yayınlanan bu çalışmaya alınan hasta sayısı az olmasına karşın, metod itibariyle güçlü bir çalışmadır ve bu anlamda değerli bilgiler vermektedir.
Dr.Şekip Altunkan'a göre, şeker yüksekliği önemli bir risk oluştursa bile, şeker düşüklüğü de ihmal edilmemelidir. Doktorlar öncelikle şeker yüksekliğini tedavi etmek isterler. Bunun için ya hap veya insülin iğnesi kullanırlar. Her iki tedavide de şeker düşüklüğü gözlenebilir. Ama en çok şeker düşüklüğüne insülin tedavisi sırasında rastlanır. Kandaki şekerin yüksekliği risk oluşturmasına karşın, hücrelerin ve özellikle beyin hücrelerinin en önemli gıdası şekerdir. Eğer şeker çok düşerse, beyin hücrelerinin beslenmesi bozulur. Şeker düşüklüğü hem kalbi ve hem de beyini etkileyerek olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle şeker hastaları hekimin tavsiyesine uymaları, beslenme öğünlerine dikkat etmeleri ve şeker düşüklüğü ile ilgili bir belirti hissettikleri zaman gereken tedbirleri alarak, hekimlerine haber vermeleri gerekmektedir. Özellikle gece düşen şekere çok dikkat etmek önemlidir.
Kaynak:
http://diabetes.diabetesjournals.org/content/63/5/1457.extract
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder