19 Mayıs 2014 Pazartesi

Ani Kalp Ölümü Nasıl Oluşur?

Geçtiğimiz hafta sonu değerli bir milletvekilimizin kalp hastalığı sonucunda aniden vefat ettiğini öğrendik. Nispeten genç yaşta, 62 yaşında ölen bu siyasetçimiz, ani kalp ölümü üzerinde durmamız için bir vesile oldu. Aslında günlük hayatta ani ölüm çok sık görülmekte ve kamuoyunun dikkatini çekmektedir. Özellikle sporcularda görüldüğü zaman gazetelerde haber olmaktadır. Halbuki bir yılda ülkemizde yaklaşık 100.000 kişi aniden vefat etmektedir. Bu durumun en başında gelen nedenleri kalp hastalıklarıdır. Şimdi ani kalp ölümünden biraz bahsetmek istiyorum.

Ani kalp ölümü denildiği zaman, umulmadık bir zamanda, belirtiler başladıktan kısa bir süre sonra, kişinin kalp nedeniyle vefat etmesine denir. Bu süre genellikle bir saatten azdır. Peki bu durumun ön belirtileri nelerdir? Genellikle göğüs ağrısı, aşırı yorgunluk, çarpıntı, nefes darlığı en başta gelen ön belirtilerdir. Yalnız bu tür belirtiler birçok hastalıkta görülebilir. Yani her zaman kalp hastalığını göstermeyebilirler. Bu konuyu ayırt etmek çok önemlidir.

Ani kalp ölümünün görülebildiği belli başlı hastalıkları sıralayalım,

  • En başta kalp damarlarının tıkanması ile sonuçlanan ve kalp krizine kadar götüren süreç sayılabilir,
  • Kalp kasının hastalıkları,
  • Kalp kapaklarının hastalıkları,
  • EKG'de yani kalp şeridinde görülen anormal durumlar ve bir kısım ritm bozuklukları.
Bu durumları oluşturan birçok hastalık vardır. Hepsini tek tek anlatmayacağım. Yukarıda en başta gelen hastalığın kalp damarlarında tıkanma sonucu oluştuğunu söylemiştik. Bu durumu hazırlayan en önemli faktörler, ailede genç yaştaki kalp krizi varlığı, sigara, kan yağlarının yüksek olması, hipertansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık ve hareketsiz yaşamdır. Yani bu durumlar ile mücadele bile, ani kalp ölümünü azaltabilir.

Kalp hastalığı tespit edilen hastaların hangileri ani kalp ölümü bakımından risk altındadır. Bunları sayalım,
  • Daha önce ani kalp durması görülüp de düzeltilen hastalar,
  • Kalp hastalığı olup ta bayılma görülenler,
  • Kalp krizi geçirildikten sonraki ilk 6 ay,
  • Ağır bir kalp krizinden sonra kalp yetmezliği gelişen hastalar,
  • Kalp krizinden sonra çok sık ekstrasistol dediğimiz tekleme görülen kişiler,
  • Ailelerinde ani ölüm görülen kalp hastaları
Yukarıda yazdıklarımız kalp hastalığı olanlar için. Peki kalp hastalığı saptanmamış hangi kişilerde ani kalp ölümü görülebilir. Daha önce yakın akrabalarında ani kalp ölümü veya bunu tetikleyecek EKG anormalliği görülenlerde risk yüksektir. Bu kişilerin araştırılması gerekebilir.

Ama maalesef ani kalp ölümü görülen hastaların önemli bir kısmında önceden bir belirti görülmemekte ve ilk belirti ani kalp durması olmaktadır. 

Yukarıda yazdığım risk faktörlerine sahip kişilerin ayrıntılı incelenmesi sonucunda bu durum büyük ölçüde anlaşılabilir. Özellikle ailesinde ani ölüm olan kişilerin belli testler ile incelenmesi gerekmektedir. 

Ani kalp ölümü riskini anlamak için birçok test yapılmaktadır. Ama iyi bir muayene, EKG çekilmesi ve basit bazı kan testleri ile birçok hastada bu riskin mevcut olup olmadığı anlaşılabilir. Anlaşılamayan hastalara kalbin ultrasonografisi, Holter, efor testi, anjiyo ve kalbin elektriksel sistemini araştıran testler ile tanı konulabilir. Yine de tüm araştırmalara karşın, bazı hastalarda risk tam anlaşılamamaktadır. Bu konuda da her gün yeni gelişmeler olmakta, yeni çalışmalar yayınlanmaktadır.

Peki böyle bir durum önlenebilir mi? Öncelikle yukarıda yazdığım durumlar tespit edilerek tedavilerinin yapılması gerekmektedir. İlaç tedavisinden, ameliyata, kalp pilinden, kalbe şok yapan cihazlar takılmasına kadar birçok uygulama yapılmaktadır. Yapılacak tedavi, temelinde yatan hastalığa göre değişmektedir. 

Ani kalp ölümü olan bir kişi ile karşılaşıldığı zaman ne yapılmalıdır. Bu kişiye saniyeler içinde (bir dakikadan az sürede) müdahalenin büyük önemi vardır. Aksi takdirde kalbi düzeltseniz bile, beynin oksijensiz kalma süresine bağlı olarak, komadan, felce kadar birçok sekel kalabilir. Bu hastalara yapılacak ilk müdahale ileri yaşam desteği olmalıdır. Yaşam desteğini mutlaka sağlık personelinin yapması gerekmeyebilir. Bu konuda eğitim almış bir kişi veya kişiler, sağlık ekibi gelene kadar kişinin yaşam fonksiyonlarının tam bozulmasını önleyecek hizmet yapabilirler. Bu anlamda özellikle kalabalık ve genel yerlerde ileri yaşam desteği konusunda eğitim almış kişi sayısını artırmak gerekmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalar bu tür genel yerlerde kalbe uygulanan şok cihazları ile müdahalenin de faydalı olduğunu göstermiştir. Her yerde eğitilmiş sağlık personeli bulundurmak olanaksız olduğu için, kalabalık iş yerlerinde ani kalp ölümüne müdahale edebilecek eğitim almış personel sayısını artırmak ve bunların kullanabileceği cihazları hazır etmek gerekmektedir. Yalnız bizim gibi ülkelerde bu işlemin yasal zeminini de çok iyi hazırlamak önemlidir. 

Temennimiz ani kalp ölümünü azaltacak tedbirleri toplum olarak hayata geçirebilmektir. Bu alanda herkese görev düşmektedir. 

Hiç yorum yok: