Şişmanlığın oluşturduğu birinci sağlık sorunu yüksek tansiyondur. Bu durum, kısmen çocukluk çağında da önemlidir. Çocukluk devresinde şişman ve yüksek tansiyonu olanların, delikanlılık devrelerinde de aynı bulguları devam ediyorsa, ilerideki yaşlarında önemli sağlık sorunları ile karşılaşacakları birçok araştırma ile gösterilmiştir. Hatta delikanlılık çağında hafif düzeyde yüksek kan basıncına sahip kişilerin de, ileri yaşlarında kalp ve damar hastalıkları sorunları yaşayabilecekleri ileri sürülmüştür. Acaba çocukluk çağında uygulanan korunma tedbirleri bu hastalıkları önleyebilir mi? Ünlü tıp dergisi Circulation'da yayınlanan bir araştırmaya göre çocukluk çağında korunma tedbirlerine uymanın çok faydalı olduğu gösterildi.
John Hopkins Üniversitesinden bir grup araştırmacı, dünyada bu alanda yapılan tüm çalışmaları bir havuza toplayarak geniş bir inceleme gerçekleştirdiler. Circulation dergisinde yayınlanan bu çalışmada, çocukluk devresinde şişman ve buna bağlı olarak kan basıncı biraz yüksek olan kişilere ciddi korunma tedbirleri uygulandığı zaman, kan basınçlarının normale geldiği görüldü. Bu çocuklara başlıca iki türlü korunma tedbiri uygulandı. Birincisi sağlıklı yiyecekler, ikincisi fiziksel aktivitenin teşvik edilmesi. Araştırmacılar, bu tür korunma programı sayesinde çocuklarda yağ dokusunun azaldığını, bu gelişmeye paralel olarak da tansiyonlarının da düştüğünü ispatladılar. Adı geçen çalışmada bulunan ilginç bir sonuç, bu tedbirleri uygulamasına karşın, yağ dokularında istenildiği kadar azalma olmayan çocuklarda bile kan basıncının istenilen seviyeye düştüğü gösterildi.
Dr.Şekip Altunkan'a göre Circulation'da yayınlanan bu çalışma bilinen bir görüşe ciddi bilimsel destek sağlamaktadır. İleri yaşlarda ağır hipertansiyonu belirlenen hastaların bir kısmında sorunun çocukluk ve delikanlılık çağında başladığı konusunda önemli araştırmalar vardır. Ülkemizde de çocukluk çağındaki şişmanlık önemli bir sağlık sorunu olarak gündemdedir. Bu konuda anne ve babaya, özellikle de annelere büyük görev düşmektedir. Sürekli çocuklarını beslemek, onlara iyilik değil zarar verebilmektedir. Hep çevremizde görürüz. Çocuk kiloludur, anne hala ısrar eder çocuğunun iştahı olmadığına ve yemek yemediğine. Şurası unutulmamalıdır, eğer çocuğun bir hastalığı yok ise, aç olduğu zaman mutlaka yemek yer. Sizin ekstradan yemesi için teşvik etmenizin hiçbir manası yoktur.
Çocuklarımızı harekete ve spora teşvik etmekten hiç bir zaman vazgeçmemeliyiz. Şimdi bazılarınızın aklına gelecek "Söyle Hocam söyle, bekara hanım boşamak kolay. Gel de sen çocuklara anlat bunu". Haklısınız ben de çocuklarıma laf anlatmakta güçlük çektiğim dönemler çok oldu. Hatta lisede iken oğlum bana aynen şunu söylemişti, "Sana ne, vücut benim değil mi, istediğim gibi yerim!". Yalnız bir süre sonra annesi artık diyet yaptığını ama benim bilmemi istemediğini söyledi. Şimdilerde ise iş hayatında ve beslenmesine çok dikkat ediyor.
Yine de çocukların gösterebileceği tepkileri önemseyerek, onları üzmeden ve strese sokmadan bu konuları sıcak gündem de tutmakta fayda var. Bıkmadan usanmadan onlara sağlıklı yiyecekleri anlatmamız ve spora teşvik etmemiz lazım. Bir süre sonra çocukların etkilendiklerini göreceksiniz. Zaten elimizde de başka silah yok.
Kaynak:
http://circ.ahajournals.org/content/early/2014/02/18/CIRCULATIONAHA.113.005666.abstract
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder